Forex’te işlem yaparken en çok dikkat edilen konulardan biri, işlem maliyetlerini belirleyen spread oranlarıdır. Çünkü her işlemde kar veya zarar durumunu etkileyen ilk fark, alış ve satış arasındaki bu küçük fiyat aralığıdır. Eğer düşük spread sunan bir broker tercih edilirse, yatırımcı pozisyona girdiği anda daha avantajlı bir noktadan başlar. Bazı yatırımcılar bunun farkında olmadan yalnızca kaldıraç veya komisyonlara odaklanabiliyor ama aslında uzun vadede spread oranı çok daha belirleyici olabiliyor. Özellikle sık işlem yapanlar için, düşük spread demek daha az kesinti demektir. Haliyle bu konuya detaylı bakmak gerekiyor. Çünkü piyasada düşük spread vadeden çok sayıda platform olsa da, bu vadenin ne kadar sürdürülebilir olduğu ya da hangi şartlara bağlı olduğu her zaman net değil.
Spread Oranlarının Düşük Olduğu Zamanlar Ve Etkili Kriterler
Bir brokerda spread düşükse, bu durum her zaman geçerli olmayabilir. Mesela büyük haber öncesinde, likiditenin düştüğü anlarda ya da volatilitenin yükseldiği zamanlarda spreadler bir anda açılabilir. Bununla birlikte, bazı brokerlar “sabit spread” sunduklarını iddia etse de, piyasa şartları gereği bu oranlar zamanla kayabilir. Burada belirleyici olan şey sadece teknik altyapı değil, aynı zamanda brokerın hangi likidite sağlayıcılarla çalıştığı ve ne kadar yoğun bir müşteri trafiğine sahip olduğudur. Eğer geniş hacimli bir müşteri tabanına sahip bir kurumdan bahsediyorsak, bu kurum daha güçlü fiyat sağlayıcılara erişebilir. Bu da daha rekabetçi spread sunmasını sağlar. Ama küçük yatırımcıların bu tür detayları doğrudan ölçmesi kolay değil. Genellikle platformların sunduğu demo hesaplarda bu fark net biçimde gözlemlenebiliyor. İşte bu yüzden sadece kampanyalara ya da sosyal medya yorumlarına göre değil, doğrudan platformu deneyerek karar vermek daha doğru olur.
Broker Karşılaştırmasında Nelere Dikkat Edilmeli?
Birçok kişi sadece “spread düşük mü” sorusuna odaklanıyor ama işin aslı bu tek başına yeterli değil. Çünkü bazı brokerlar düşük spread sunarken, aynı anda yüksek komisyon kesintisi yapabiliyor. Ya da işlem gecikmeleriyle karşılaşabiliyorsunuz. Burada önemli olan şey, genel işlem maliyeti ve bu maliyetin hangi piyasa koşullarında değiştiğidir. Eğer bir platform sadece belirli ürünlerde düşük spread sunuyorsa, bu durum diğer ürünlerde işlem yapacak yatırımcı için anlamlı olmayabilir. Örneğin EURUSD çiftinde çok cazip spread veren bir broker, aynı performansı GBPJPY ya da altın işlemlerinde sunmayabilir. Bu yüzden sadece tek bir ürün değil, genel performans üzerinden değerlendirme yapmak gerekir. Ayrıca işlem saatleri dışındaki spread genişlemeleri de bazı platformlarda çok ciddi fark yaratabiliyor. Özellikle Asya seansı gibi likiditenin düşük olduğu saatlerde birçok yatırımcı bu farkı göz ardı edebiliyor. O yüzden günün her saatinde tutarlı spread veren platformlar daha avantajlı sayılır.
Yatırımcılar İçin Doğru Karşılaştırma Yöntemleri Neler Olabilir?
En düşük spread sunan brokerı bulmak için en iyi yöntem, gerçek zamanlı işlem denemeleri yapmaktır. Çünkü her broker kendi sisteminde farklı veri sağlayıcılarla çalıştığı için, teorik olarak aynı enstrümanda farklı fiyatlar görülebilir. Ayrıca bazı platformlar veri tazeleme sıklığı ya da sunucu tepki süresi açısından diğerlerinden geride kalabilir. Bu yüzden sadece rakamları değil, arka plandaki teknolojiyi de göz önünde bulundurmak gerekir. Bunun yanında yatırımcı topluluklarının yaptığı canlı testler, forumlardaki yorumlar ve YouTube gibi platformlarda yapılan karşılaştırmalı yayınlar da fikir verebilir. Ama burada da dikkatli olmak gerekir çünkü her deneyim subjektif olabilir. En sağlıklısı, doğrudan aynı anda birkaç brokerda demo hesap açıp, aynı paritede aynı zaman aralığında fiyat takibi yapmak olur. Böylece hem spread farkı hem de veri akışı kalitesi doğrudan karşılaştırılmış olur. Unutulmaması gereken en önemli detay ise, düşük spreadin uzun vadede sürdürülebilir olmasıdır. Birkaç günlüğüne yapılan kampanyalar ya da kısa süreli promosyonlar yanıltıcı olabilir.