Forex işlemlerinden elde edilen gelirlerin vergilendirilmesi, özellikle bireysel yatırımcılar için kafa karıştırıcı olabiliyor. Hangi kazanç türü ne şekilde beyan edilecek, hangi durumlarda vergi yükümlülüğü doğar gibi sorular birçok kişinin aklını kurcalıyor. Bu noktada işin hem yasal boyutunu hem de uygulamadaki detaylarını bilmek önemli hale geliyor. Eğer bir yatırımcı olarak Forex piyasasında düzenli olarak işlem yapıyorsan, elde ettiğin kazancın nasıl vergilendirileceğini anlamadan ilerlemek bazı riskler doğurabilir. Bu yüzden gelin birlikte Forex kazanç vergisinin nasıl hesaplandığını tüm yönleriyle inceleyelim.
Yurtiçi ve Yurtdışı İşlem Ayrımı Vergilendirme Sürecini Değiştirir mi?
Forex piyasasında işlem yaparken yatırımcıların tercih ettiği platformun yurtiçi ya da yurtdışı merkezli olması, vergi yükümlülüğünü doğrudan etkiler. Türkiye’de yerleşik ve SPK lisansına sahip kurumlar aracılığıyla yapılan işlemler zaten düzenli olarak denetlenir. Bu durumda işlem sonuçları kayıt altına alınır ve vergi sorumluluğu doğrudan kullanıcıya yansımaz. Ancak yurtdışı Forex firmaları üzerinden elde edilen kazançlar farklı bir yasal zemine dayanır. Çünkü bu tür gelirler, Türkiye’de beyana tabi olan “menkul sermaye iradı” ya da “diğer kazanç ve iratlar” kapsamında değerlendirilir. Vergi dairesi bu tür kazançları beyanname ile bildirmeni ister.
Eğer kazancın belirli bir sınırı aşarsa, gelir vergisi dilimine göre ödeme yapman gerekir. Bu sınır her yıl güncellenir ve Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından ilan edilir. Diyelim ki yurtdışı bir aracı kurum üzerinden ciddi bir gelir elde ettin. Bu kazanç banka hesabına geçtiğinde iz bırakır ve Maliye, bu hareketi fark ettiğinde senden izahat ister. O yüzden “vergilendirme olmaz” gibi bir düşünceye kapılmak yanıltıcı olur. Bu nedenle, yurtdışı işlemler üzerinden elde edilen Forex kazançlarını gizlememek ve gerekli beyanda bulunmak gerekir.
Vergi Hesaplamasında Hangi Oranlar Dikkate Alınır?
Forex gelirinin vergiye tabi hale gelmesi için önce hangi gelir türüne dahil edildiğine bakılır. Bu genellikle “değer artış kazancı” ya da “ticari kazanç” olarak sınıflandırılır. Eğer Forex senin için bir geçim kaynağı değilse ve arada sırada yaptığın işlemlerle gelir sağlıyorsan, bu kazanç değer artış kazancı sayılır. Burada önemli olan yıllık kazancın, gelir vergisi istisna tutarını aşıp aşmadığıdır. Bu tutar her yıl yeniden belirlenir. Aştığı durumda, kazancın kalan kısmı için yüzde 15’ten başlayan ve gelir arttıkça yüzde 40’a kadar çıkan vergi oranları uygulanır. Yani sabit bir vergi oranı yok, kademeli bir sistem geçerlidir.
Ancak eğer sürekli işlem yapıyorsan, yüksek hacimlerle al-sat yapıyor ve bu işlemlerden düzenli gelir elde ediyorsan, durum farklılaşır. Bu durumda elde edilen gelir “ticari kazanç” sayılabilir. Yani defter tutman, giderlerini belgelemeye başlaman ve stopaj dahil tüm vergisel yükümlülükleri yerine getirmen gerekir. Bazı yatırımcılar bu geçişi fark etmeden yıllarca ticari faaliyet yürütmüş gibi görünür ve sonunda toplu cezalarla karşı karşıya kalır. Bu yüzden işlem hacmine ve sıklığına dikkat ederek pozisyonunu doğru belirlemek önemlidir.
Forex Kazancını Beyan Etmenin Pratik Yolu Nedir?
Vergi beyanı süreci yatırımcının yıl boyunca elde ettiği kazançları tek bir tabloda toplamasıyla başlar. Yani her işlem sonrası net kazanç veya kayıp hesaplanmalı ve yıl sonunda toplam kâr bulunmalıdır. Bu miktar istisna sınırını geçiyorsa, Gelir Vergisi Beyannamesi üzerinden beyan yapılır. Beyan dönemi genellikle mart ayında başlar ve ay sonuna kadar devam eder. İnternet Vergi Dairesi üzerinden hızlıca beyanname düzenlemek mümkündür. Ancak bazı yatırımcılar, karmaşık gelir dağılımı nedeniyle muhasebeciyle çalışmayı tercih eder.
Eğer kazanç farklı para birimlerinde elde edildiyse, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın yıl sonu döviz kuru esas alınarak TL karşılığı hesaplanır. Ardından bu tutar üzerinden vergi matrahı belirlenir. Banka hareketlerinden gelen verilerle beyanın uyuşması da gerekir. Çünkü sistemler arasında çapraz kontrol yapılır ve beyan edilen kazancın, bankaya yansıyan hareketlerle örtüşmemesi durumunda inceleme başlatılır. Yani yalnızca kazancı hesaplamak yetmez, şeffaf ve tutarlı raporlama da gerekir.